Uzaya Gönderilen İlk Köpek: Laika

Blog yazılarımızı takip ediyorsanız bilirsiniz: Genel olarak kedi ve köpek dostlarımızın sağlığı, bakım ihtiyaçları, davranışları ve onlarla ilgili eğlenceli bilgileri sizinle paylaşıyoruz. Ancak bugün bu yazımızda, sizlere dünya tarihinde önemli bir yere sahip olan, zavallı bir köpeğin hikayesini anlatacağız. O, Moskova sokaklarından alınıp uzaya çıkarılan ve ne yazık ki bu nedenle de hayatını kaybeden, son derece acı bir hikâyeye sahip olan Laika…
Gelin, sevimli Laika’nın trajik öyküsünü öğrenelim.
Laika’yı Tanıyalım

Yaklaşık olarak 1954 yılında doğduğu düşünülen Laika (“Layka” diye okunur), bir sokak köpeğiydi. Melez bir köpekti; ancak Sibirya Kurdu, Samoyed veya Terrier kırması olduğu düşünülmektedir.
Yaklaşık 5 kilogramlık, dişi bir köpekti. Uçları kıvrık olacak şekilde dik kulakları, uzun burnu, koyu renkli yuvarlak gözleri, açık renk tüyleri ve ufak tefek vücuduyla son derece sevimli bir dosttu. Son derece basit bir hayata sahip olması gerekirken o, canı pahasına insanoğlunun uzaya çıkış sürecini hızlandıran bir köpek olarak tarihe geçti. Laika, uzaya gönderilen ilk canlı olarak bilim dünyası, uzay bilimi ve çeşitli teknolojilerin gelişiminde büyük bir rol oynadı. Ancak ne yazık ki tüm bu süreç, onun hayatına mal oldu.
Laika’nın Eğitim Süreci

Sovyetler Birliği lideri Kruşçev’in Ekim Devrimi’nin 40. yılını kutlamak istemesiyle özel bir gösteri planlanıyordu. Bu kutlama Kasım ayında olmalıydı; ancak Sputnik-3’ün inşası bu tarihe yetişmeyecekti. Bu nedenle daha kısa sürede yapılabilecek, daha basit bir uydu gerekliydi. Zamanın roket mühendisi ve uzay aracı tasarımcısı olan Korolev, bu fikri daha “cazip” bir hale getirmek için yapılacak olan uydunun içine bir köpek yerleştirilmesi fikrini ortaya attı. İşin garip yanı, ekipteki herkes bunu onayladı. Ve işte Laika’nın kaderi de bu noktada belirlenmiş oldu.
Laika, Moskova’daki bir sokaktan alındı. Bilim insanları, Laika’nın soğuk iklime oldukça dayanıklı olmasından dolayı uzaya çıkma konusunda çok uygun bir aday olduğu konusunda hemfikirdi. Küçük yapısı ve sevimli yüzü nedeniyle “minik kıvırcık” anlamına gelen Kudryavka, “böcek” anlamına gelen Zhuchka, veya “limoncuk” anlamında Limonchik gibi takma adlara sahip oldu. Daha önce “yörünge altı” uçuşlara köpekler yollanmıştı; ancak Laika uzaya çıkacaktı. İşte bu nedenle özel eğitim süreci başladı.
Laika’nın eğitim süreci gerçekten içler acısıydı: Pek çok köpekle bir aradaydı ve bu köpekler 20 gün boyunca git gide daha da küçülen kafeslere tıkıldılar. Bu hapsedilme tüm köpeklerde idrar ve dışkılamanın durmasına neden oldu. Stres oldular ve sağlıkları kötüleşti. Hatta verilen müshiller bile dışkılamalarına yardım edemedi. Ayrıca, süreç boyunca bu köpekler uçuş anını taklit eden makinelere bindirildiler. Doğal olarak köpeklerin nabzı ve kan basınçları yükseldi. Beslenmeleri ise özel yapılı bir jel ile sağlandı.
Laika, sağlamlığı nedeniyle tüm köpekler arasından “fırlatılmak üzere” seçildi. Onu eğiten kişilerden biri olan Doktor Yazdovsky, uçuş gününün öncesinde Laika’yı evine götürdü, çocuklarıyla oynattı. Yazdığı kitapta sonradan bahsedeceği üzere, “Laika’nın ölmeden önce güzel bir şeyler yaşamasını” istemişti. Bahsettiğine göre Laika, sessiz sakin ve son derece sevimliydi. Ancak onun bu masumiyeti ve güzelliği bile öldürülmesine engel olamadı.
Uçuş Hazırlıkları

Uzaya çıkış görevi ile ilgili olarak köpeklere görevleri verildi. Laika uzaya fırlatılacaktı; Albina adlı bir başka köpek ise yedek olacaktı. Ekip üyeleri Albina’nın yeni doğum yaptığı için yavrularından ayrılmasını “insafsızlık” olarak görmüştü. İlginç, öyle değil mi?
Laika ve diğer görev köpekleri ameliyatlara alındı. Üzerlerine bazı kablolar ve cihazlar takıldı; bunlar sağlık durumlarının takibi için gerekliydi. Laika uydu içindeyken kan basıncı ve nabzı bununla ölçülecekti. Zamanı geldiğinde, köpekler kapsüllere yerleştirilip özel beslenme sistemine alıştırıldılar.
NASA’nın bir belgesine göre Laika, uçuştan 3 gün önce uydu kapsülüne kondu. İki kişi onu sürekli izledi ve durumunu takip etti. Birkaç özel takip cihazı daha yerleştirildi. Kalkıştan önce teknisyenlerden biri Laika’nın burnunu öpüp ona şans dilediğini de söylemiştir. Çünkü onun geri gelmeyeceğinin farkındadır.
Laika’nın Hüzünlü Yolculuğu

3 Kasım 1957’de sabah saatlerinde Laika, uzaya fırlatıldı. En yüksek hız anında Laika’nın solunumu 3-4 kat yükselmişti, nabzı ise neredeyse 2,5 katına çıkmıştı. Yörüngeye ulaşmanın ardından ise bazı teknik problemler meydana geldi. Bunun sonucunda ısı yalıtımında sorunlar oluştu ve kabin ısısı 40°C'ye çıktı. Birkaç saat sonra Laika’nın nabzı eski haline döndü; fakat bu süre uzundu ve bu da stresli olduğunun bir göstergesiydi. Ancak Laika yine de yemeğini yedi. Yaklaşık 5-7 saat sonra ise bir daha yaşam belirtisi olmadı.
Fırlatma sonunda Sovyet bilim insanları Laika’nın ölümünü açıklarken çelişkili ifadeler kullandı: Zehirli yiyecekle ötenazi, pillerinin tükenmesi, yetersiz oksijen… Gerçek, çok uzun yıllar boyunca bilinmedi. Ancak ta 2022’de, bu deneyin görevlilerinden biri olan bir bilim insanı, Laika’nın aşırı sıcaklıktan öldüğünü açıkladı. Laika, hipertermi geçirmişti.
Bu hikâyenin her bir detayı gösteriyor ki, Laika’nın fırlatılmadan önce dahi öleceği kesindi; çünkü Sputnik-2, geri dönecek şekilde tasarlanmamıştı. Bu durum hayvanseverler arasında büyük yankı topladı. Bazı bilim insanları bu deney nedeniyle hissettikleri pişmanlığı dahi paylaştı. Fakat bu olanlar köpeklerin uzaya gönderilmesini engellemedi; ancak yapılan diğer uyduların daha “kurtarılabilir” şekilde tasarlanmasına yol açtı. Öte yandan, bazı köpekler geri dönebilse de bazıları yine bir şekilde uzaydayken öldü. Yani insanlık, “bilim” adı altında veya değil, can yoldaşlarına kıymaya devam etti.
Laika’nın Dünya Kültüründeki Yeri

Bu acı hikâyenin sonunda Laika, dünya çapında sevilen ve sayılan bir figür oldu. Uzaya gönderilen ilk canlı olması, insanların uzaya çıkmasının yolunu hazırlaması (Yuri Gagarin ondan sonra uzaya çıkmıştır) ve en çok da hayatının “çalınması” onu özellikle hayvanseverler arasında çok popüler hale getirdi. Bu nedenle Laika ile ilgili kültürel pek çok detay vardır:
1964: Moskova’daki Uzay Fatihleri Anıtı’nda (Monument to the Conquerors of Space) Laika’ya da yer verildi.
1988: İspanyol grup Mecano, Laika’nın uçuşunu anmak için “Laika” adlı bir şarkı yayınladı. Şarkı, “Dünyada bir köpek daha azaldı / Gökyüzünde bir yıldız daha” sözleriyle onun ölümüne atıfta bulunur.
1997: Rusya’daki Star City (Yıldız Şehri) kozmonot eğitim tesisine, Laika’nın kulakları dik bir şekilde kozmonotların arkasında konumlandırıldığı bir heykel ve plaket dikildi.
2007: Nick Abadzis, Laika’nın hikâyesini anlatan ve birçok ödül kazanan “Laika” adlı çizgi romanını yayımladı.
2008 (11 Nisan): Laika’yı uçuşa hazırlayan personelin görev yaptığı askeri araştırma tesisinde, onu bir uzay roketinin tepesinde gösteren bir anıt açıldı.
2000’ler: Laika’nın fotoğraflarının yer aldığı pullar, zarflar, sigaralar ve kibritler üretildi; bu ürünler sembolik anma objeleri haline geldi.
NASA’nın bir görevinde Mars’ta bir toprak hedefine Laika adı verildi.
Karl Schroeder, Laika’nın ismini ve hikâyesini referans alan “Laika’nın Hayaleti” (Laika’s Ghost) adlı bilimkurgu romanını yazdı.
Julian May’in Intervention’ı, Jeanette Winterson’ın Weight’i ve Flash Gordon’un “Laika” adlı çizgi romanı, Laika’nın uzaylılar tarafından kurtarıldığı alternatif sonları işledi.
2025: Norveçli şarkıcı Emmy, “Laika Party” adlı şarkısıyla İrlanda Eurosong yarışmasında ülkesini temsil etti. Şarkı, Laika’nın hiç ölmemiş olup uzayda mutlu yaşadığı hayalini anlatır. Şarkı Basel’deki yarı finalde seslendirilmiş, ancak Büyük Final’e kalamamıştır.
Yine de tüm bunlar Laika’yı geri getirememiştir. Ayrıca gördüğünüz gibi, insanoğlu her zaman öncelikle kendi çıkarlarını düşünmüş ve gelişmek, ilerlemek, öğrenmek, kazanmak, bilmek gibi pek çok “olumlu” görünen değer için başka canlıların yaşam hakkına kastetmeyi kolay bilmiştir. Oysa böyle bir durumda, tüm bu kazanımlar gerçekten de her şeye “değer” mi? Hayvan deneyleri, hala hayvansever toplumların kanayan yarasıdır. Bu nedenle hayvanların bilerek ölüme atılmadığı, hayvan deneylerinin yapılmadığı markalar, firmalar, etkinlikler, ürünler vb. tercih edilmeli, desteklenmelidir.
Kaynak