En Ünlü Köpekler: Tarihin, TV’nin ve Medyanın Yıldızları

Köpekler… Sadık dost, koruyucu melek, en sevimli yardımcı, can yoldaşı… Tüm bunlara ek olarak, bazen de herkesin alkışa boğduğu, saygıyla andığı, kameralara çekmeye doyamadığı bir yıldız… Evet, ekranlarda, haberlerde, eski anlatılarda, tarihte veya sosyal medyada ün salmış pek çok köpek vardır ve kendilerine has hikayeleri ile kalbimizi fethederler. Kimisi bir filmle hafızalara kazınmıştır, kimisi cesaretiyle efsane olmuştur, kimisi de tatlılığıyla belleklerde yer etmiştir. Hatta eminiz ki bunu okurken bile aklınızda “o” köpek belirmiştir!
Bugün sizi hem zekaları hem de hikayeleriyle ünlü köpeklerin dünyasına götüreceğiz. Hazır olun, çünkü patileriyle tarihe iz bırakmış ve ekranlara, zihinlere, sosyal medyaya damgasını vurmuş o dostlarla tanışacağız!
Proteo

Cesaretin, görev bilincinin ve sadakatin vücut bulmuş hali: Proteo… 16 Haziran 2013’te doğan bu Alman Çoban Köpeği, henüz dört aylıkken Meksika Savunma Bakanlığı tarafından eğitilmeye başladı. Patlayıcıları ve narkotik maddeleri tanımayı, insanları korumayı ve en önemlisi de hayat kurtarmayı öğrendi. Yıllar boyunca Haiti’den Guatemala’ya, Ekvador’dan Meksika’ya uzanan birçok afet bölgesinde görev aldı. Toprak kaymalarında, depremlerde, kasırgalarda, kısacası her tür felakette ekibinin en değerli üyelerinden oldu tehlikenin kalbine giden o cesur patileriyle…
Çok büyük yaralar aldığımız 2023 Kahramanmaraş depremlerinde Proteo, Türkiye’ye getirildi. Molozların arasında ve yıkımın sessizliğinde, umudu yeniden yeşertmek için canla başla çalıştı. Bazı afetzedelerin canlı kurtulmasına bile yardım etti. Görevini tamamladıktan sonra ise ne yazık ki yaşlılık nedeniyle vefat ederek ülkemizde sonsuz uykusuna daldı. Ardından, bir asker olarak tanındı ve cenazesi ülkesine götürüldü.
Proteo artık aramızda değil; ancak kahramanlığı ile binlerce kalpte yer etti. Adı barınaklara verildi, oyuncakları çocuklara dağıtıldı, duvar resimlerinde hayat buldu. Can dostlarımızın değeri, onun hikayesi sayesinde yeniden hatırlandı.
Lassie

Lassie… Eğer yaşınız yetiyorsa, bu adı duyduğunuz anda gözünüzde o zarif, uzun tüylü Collie cinsi köpek hemen canlanacaktır! 1950’lerin Amerika’sında televizyon ekranlarına konuk olan Lassie, aynı isimli dizide yer aldı. Ancak ünü Amerika’yı aştı ve Lassie dizisi, dünya çapında bilinir, izlenir oldu.
Lassie sadece bir köpek değil, cesareti, sadakati ve maceraperest ruhuyla milyonların kalbini kazanmış bir yıldızdı. İlk maceralarında küçük Jeff Miller ve ailesiyle birlikte çiftlik yaşamını keşfeden Lassie, serinin devamında minik Timmy Martin’in yanında evlat edinilmiş bir dost olarak yolculuğuna devam etti. Siyah-beyaz başlayan serüven 1960’larda renkli hale gelirken, Lassie’nin hikayesi de giderek derinleşti. Emmy ödülleri ve sayısız övgüyle taçlanan bu dizi sadece bir dizi değil, sadakat ve cesaretin sembolü haline geldi. Kitapları, oyuncakları ve hatta giysileri ile popüler kültürde de iz bırakan Lassie, nesiller boyunca unutulmayacak bir yıldız olmayı başardı.
Hachiko

Sadakat denince akla gelen ilk isim, Japonya’dan dünyaya yayılan bir efsane: Muhteşem köpek Hachikō… 1923’te Ōdate şehrinde doğan bu Akita cinsi köpek, sahibine olan bağlılığıyla tarihe geçti.
Küçük Hachikō, daha yavruyken Profesör Hidesaburō Ueno’nun hayatına girdi ve ona derinden bağlandı. Her sabah profesörünü işe uğurluyor, akşamları ise Shibuya Metro İstasyonu’nda tam saatinde onu bekliyordu. Ne var ki, 1925’te profesör ani bir kalp krizine yenik düştü ve bir daha geri dönmedi.
İşte tam burada Hachikō’nun efsane hikayesi başladı: Dokuz yıl boyunca her gün aynı saatte metroya gidip sahibini bekledi, yağmur çamur dinlemedi, umut ve sadakatle dolup taşan kalbiyle orada öylece durdu. 1935’te bir gün, yine sahibinin dönmesini beklerken hayata gözlerini yumdu; ancak hikayesi ölümsüz oldu. Bugün ise Shibuya’da bir heykeli var ve sadakat ve dostlukla ilgili en güzel örneklerden olmaya devam etmektedir. En çok da aynı isimli filmi ile popüler oldu ve tüm dünyanın bildiği bir kahraman olarak anıldı.
Greyfriars Bobby

İskoçya’nın kalbinde, sadakatin en dokunaklı hikayelerinden birini yaratan minik bir kahramanla tanışın: Greyfriars Bobby! 1855 yılında Edinburgh’da doğan bu Skye Terrier, sahibine olan bağlılığıyla zamanın ötesine geçti.
Bobby’nin sahibi, polis memuru John Gray’di. Birlikte geçirdikleri yıllar boyunca birbirlerinden hiç ayrılmadılar. Ancak 1858’de John Gray tüberküloz nedeniyle hayatını kaybedince, Bobby’nin dünyası sessizliğe büründü.
Ancak o pes etmedi. Her gün, tam 14 yıl boyunca, sahibinin mezarı başında bekledi. Yağmur yağdı, kar yağdı, ama Bobby hep oradaydı… Sevginin, vefanın ve dostluğun en saf halini temsil etti. Onun bu sarsılmaz sadakati ise Edinburgh halkının kalbini öylesine derinden etkiledi ki, ölümünden sonra bile anısı yaşatıldı. IV. George Köprüsü’nün yanında dikilen küçük heykeli, hala Bobby’nin derin sadakat hikayesini anlatmaktadır.
Laika

Laika… Kendisi küçük, hikayesi devasa bir köpek… 1954 civarında Moskova sokaklarında dünyaya geldi; kim bilir, belki bir gün sıcak bir yuva bulma hayali kuruyordu... Ama ne yazık ki o kadar şanslı değildi. Yaklaşık 5 kilogram ağırlığında, dik kulaklı, uzun burunlu, açık renk tüyleriyle son derece sevimli bir dişiydi. Bir grup bilim insanı onu yaşadığı sokaktan aldığında ise ne bu özellikleri önemli oldu, ne de bir yuva bulma ihtimali kaldı. Aksine, tüm hayatı değişecekti…
Laika adlı bu minik dost sıradan bir sokak köpeğiyken insanlığın uzaya açılan kapısının anahtarı haline geldi. 1957’de Sputnik-2 ile uzaya gönderilen ilk canlı olarak bilim dünyasında yeni bir çağ başlattı. Ancak bu yolculuğun ne yazık ki bir dönüşü olmadı. Çünkü Laika, kapsülü içindeyken hipertermi geçirerek öldü. Üstelik ölüm şekli bile onlarca yıl sonra gerçekten açıklandı.
Yıllar sonra çeşitli heykelleri dikildi, adına şarkılar yazıldı ve ismi hiç unutulmadı. Çünkü Laika sayesinde uzayın sır perdesi biraz daha aralandı…
Balto

Alaska’nın dondurucu rüzgarlarında doğmuş, cesaretin ve dayanıklılığın sembolü olmuş kızak köpeği, yani Balto ile tanışın! 1919 civarında dünyaya gelen bu güçlü Alaska Kurdu, 1925’te yaşanan “Nome serum koşusu” ile adını tarihe yazdırdı. Bu koşu, ölümcül difteri salgınıyla boğuşan Nome Kasabası’na hayat kurtarıcı serumu ulaştırmak için onlarca köpek ve kızak sürücüsü tarafından yapıldı. Neredeyse 5 buçuk günde 1085 km yol katedilen bu görevin son etabını Balto’nun liderliğinde Gunnar Kaasen’in ekibi tamamladı. Kar fırtınaları, buzlar ve eksi derecelerde ilerleyen Balto, aşıları ve umudu birlikte taşıyordu.
Bu destansı görev ona şöhret getirdi. Central Park’ta bir heykelle onurlandırıldı, filmlere ilham verdi. Ancak ün, tartışmaları da beraberinde getirdi; çünkü bazıları gerçek kahramanın bir diğer köpek olan Togo olduğunu söyledi. Yine de Balto’nun adı, insanlık için mücadele eden her canlı gibi saygıyla anıldı ve heykeli, bu koşudaki tüm köpeklere adandı.
Gördüğünüz gibi, tarihin çeşitli dönemlerinde pek çok köpek, çok özel hikayeleri ile kalplerde yer etmiştir. Eminiz gelecekte de hem kahramanlıkları hem de güzellikleri ve yetenekleri ile daha pek çok köpek ismini tarihe yazdıracaktır…
Kaynak
https://tr.wikipedia.org/wiki/Kategori:%C3%9Cnl%C3%BC_k%C3%B6pekler ve ilgili sayfalar.
https://www.bbc.co.uk/programmes/articles/5ZjDlLyCcP96HqqzLckrCT7/five-famous-dogs-from-history
https://www.akc.org/expert-advice/lifestyle/real-life-tales-of-heroic-dogs/